International Communication, Science and Media CommunityInternational Communication, Science and Media Community

Güncel Mahremiyet Problemlerinin Kültürel Zeminine Dair İki İzlek: Gösteri ve Gözetim

Yazı: Doç. Dr. Metin EKEN

Mahremiyet olgusu modern kültürel süreçlerin bir ürünü olmakla birlikte onu sürekli besleyen teknik iletişim araçlarının küresel etkinliğinde önemli bir tartışma konusu haline gelmiştir. Özellikle teknik iletişim araçları, tüm dünyada çeşitli mahremiyet anlayışlarını aşındıran doğasıyla eleştirilerin odağında yer almaktadır. Ancak söz konusu araçların teknik nitelikleriyle birlikte içinde işlediği kültürel süreçleri yansıtma potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, bahsi geçen kültürel süreçlere; gelenekselden yeniye, medyanın mahremiyetle ilişkisi çerçevesinde odaklanmak önem arz etmektedir. Bu çerçevede gösteri ve gözetim kavramları kitle iletişim araçlarıyla doğrudan ilişkili günümüz mahremiyet problemlerine ilişkin kültürel arkaplanı açıklama kapsitesine sahip iki önemli izlek olarak takip edilebilir.

Gösteri kavramı, Fransız teorisyen Guy Debord’un Gösteri Toplumu (1996)isimli çalışmasında modern toplumları niteleyen bir kavramsallaştırma olarak ortaya çıkar. Gösteri toplumu, endüstri-sonrası toplumların imaj yoğunluğuna ve meta görselliğine doygun hale geldiği durumu ifade eder. Kitle iletişim araçlarının merkezde olduğu bu görsel imge üretimi o denli fazladır ki Debord’un gösteri olarak adlandırdığı durum, neredeyse toplumdaki bireylerin birbirleriyle olan tüm ilişkilerini anlatan bir ifade halini alır (Büyüktuncay, 2009, s. 36) ve sosyal yaşamdaki her türden ifade biçimlerinin ifşaya dönüşmesine gönderme yapar (Dereli, 2015, s. 542). Henüz internet teknolojilerinin gelişmediği bir dönemde Debord, medya gösterilerinin edilgenleştirici doğasına gönderme yapar ve imajların dolayımında üretilen ve gösteriyle somutlaşan kurgusal gerçekliğin gündelik yaşamın gerçekliğine galip geldiği yabancılaşma durumuna dikkatleri çeker. Ancak gelişen internet teknolojileri ve özelde web 2.0 teknolojisi gösteriyi hemen herkes tarafından üretilen kaçınılmaz bir yaşam tarzı haline getirir. Özellikle sosyal medya araçları, bireylerin gündelik yaşamlarına dair neredeyse her şeyi görünür hale getirmelerine olanak tanıyan kurgusuyla gösteriyi yeni boyutlara taşımış ve söz konusu mecralarda var olmanın en temel şartı haline getirmiştir.

Sosyal medya ortamlarında açığa çıktığı haliyle gösteri, bu büyüye kapılmış geniş insan toplulukları için sahte bir kutsal ya da seküler bir dini ayin şeklini almıştır. Yaşamın mahrem kabul edilebilecek kısımları dahi sosyal medya üzerinden görünür hale gelmiş, bu durum mevcut ya da potansiyel takipçilerin de döngüye dâhil olduğu bir izleme-izlenme evreni ortaya çıkartmıştır. Öyle ki sosyal medyanın büyüsüne kapılan bireyler, bu büyüye kapılarak gösteriye dâhil olacak potansiyel bireylere ulaşmak için hayatlarının mahrem alanlarını paylaşım nesnesi haline getirerek bilinen geleneksel sınırları ortadan kaldırmaktadır (Anık, 2019, s. 127).

Mahremiyet sorunlarına yol açan medya gösterisi eğlence, şöhret ve tüketim gibi ana temalar çerçevesinde ela alınabilir (Eken, 2019, s. 62-67). Eğlendirici içerikler sunmak temel medya işlevleri arasındadır. Ancak özellikle reyting, beğeni, takip ve benzeri medya gereklilikleri, neredeyse her türden medya içeriğinin eğlendirici temalarda sunulması gibi bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Özellikle sosyal medya ortamlarında var olabilmek, üretilen içeriklerin sıkıcı olmayan, kısa, etkili ve eğlendirici temalarda sunulmasını gerekli kılmaktadır. Bu doğrultuda bahsi geçen sosyal mecralarda gelişen trendler takip edilmekte ve eğlence, gösteri kurgusuna şekil veren unsurlardan biri olarak kişisel yaşantıyı alenileştirmenin bir formu haline gelmektedir.

Medyatik eğlence kurgusu ayrıca karşılıklı gözetim ortamları haline gelen sosyal mecralarda gözetlenmenin rahatsız edici bir olgu olmaktan ziyade arzu edilen bir şey haline gelmesinin de temel unsurlarından biri haline gelir (Kocabay Şener, 2016, s.68). Çünkü sosyal mecralarda etkin bir biçimde var olmanın ve bu etkinliği devam ettirebilmenin en önemli yollarından biri eğlendirici içeriklerle görünürlüğü arttırmak ve daha fazla bakışı davet etmektir.

Medyatik gösteri dünyasını kuşatan ve açığa çıkan mahremiyet sorunlarında dikkat çekilmesi gereken temel unsurlardan bir diğeri de şöhrettir. Şöhret, modern kitle iletişim tekniklerinin gelişmeye başladığı dönemlerden itibaren toplumsal süreçler içerisinde belli nitelikleriyle tanınan bireylerle ilişkili bir kavram olmakla birlikte daha ziyade söz konusu araçların sahneye çıkardığı ve çeşitli nitelikler yüklediği kişilerle somutlaşmaktadır (Rojeck, 2003, s.14-15). Şöhretler belli bir yaşam biçimine referans çerçeveleri oluşturma işlevleri sebebiyle medya, iktidar ve ideoloji üçgeninde elverişli enstrümanlar olarak görülmüşlerdir.

Medyatik şöhretlerin en temel niteliklerinden biri görünürlüktür ve bu, geniş halk kesimleri tarafından erişilebilir olmanın imkânı olarak şöhreti ayrıcalıklı kılar. Ancak söz konusu ayrıcalık aynı zamanda yitirilen mahremiyetin karşılığı olarak kazanılmaktadır. Nitekim şöhreti mevcut konumuna taşıyan hususlardan biri de kendini görünür kılarak mahremiyetini askıya almasıdır. Bununla birlikte şöhret, izler kitlenin mahremiyet algısını da konumlandırmaktadır. Şöhret pratikleri sonucunda mahrem olana ilişkin hususların kamusal alanda yaygın dolaşımı, mahrem olanı doğallaştırma işlevi görmektedir (Çimen, 2019, s. 146-149). Bu durum gelenekselden yeni medyaya kitle iletişim araçlarının niteliksel bir özelliği olarak korunmaktadır. Ancak değişen şey şöhretlerin niteliğidir. Yeni medya özellikle fenomen kültürüyle hemen herkese kısa yoldan şöhret olmanın kapılarını aralamıştır. Bunun için de yapılması gereken şey mahremiyete ilişkin olarak, kodlarını sosyal medya kültürünün belirlediği pratiklerin takip edilmesidir.[1] Takip edilen pratiklerin özellikle akranlar ve sosyal medya etkileyicileri (influencer) yoluyla aktarımı ise söz konusu mahremiyet algısının gündelik çevrimdışı pratiklere de yansımasına olanak verir ve bu yönüyle önemli bir etki oluşturur.

Mahremiyet sorunlarına yol açan medya gösterisinin bir diğer unsuru da tüketimdir. Medya gösterisi, kapitalist pazar mantığı bakımından tüketimin ön koşulu olmakla birlikte tüketim bizatihi kendisini de bir gösteri unsuru haline getirir. Tüketime yönelten gösteri sahasının başında gelen unsurlardan biri reklamdır. Reklamlar hemen her şeyi bir gösteri nesnesi haline getirerek metalaştırma yoluyla işlerlik kazanır. Ve burada metalaştırılacak şeyin ne olduğu çok da önemli değildir. Bu bazen bir kadın ya da erkek bedeni, bazen de bir çocuk olabilir. Reklam burada ürüne aktarılan anlamlar yoluyla satın almayı gerçekleştirme amacı gütmektedir. Söz konusu kurguda kadın bedeni bir arzu nesnesi olarak karşımıza çıkarken erkek bedeni idealize edilmiş formda[2] bir reklam çekiciliği unsuru haline gelir. Çocuk mahremiyeti ise yetişkinlere yönelik tüketim mesajının etkililiğinin artırılması arzusuyla çok da dikkat edilmeyen bir değere dönüşür. Ortaya çıkan temel sonuç gösteri toplumunda kâr ve kazancın mahremiyetin önüne geçmesi, daha birincil bir değer haline gelmesidir.

Gösterinin mahremiyet sorunlarına yol açabilecek çeşitli formları geleneksel ve yeni medya özelinde pek çok farklı örnekle çeşitlendirilebilir. Ancak en azından günümüz mahremiyet sorunlarının kültürel arka planına dair genel bir kavrayış sunması açısından, çalışmanın da sınırlılıkları göz önünde bulundurularak eğlence, şöhret ve tüketim çerçevesindeki bu açıklamalarla yetinilebilir.

Günümüz mahremiyet problemlerinin kültürel arka planını ele alırken göz önünde bulundurulması gereken bir diğer temel unsur ise gözetimdir. Nitekim modernliğin temel bir karakteristiği olarak gözetim günümüz mahremiyet mantığının anlaşılması bakımından kilit bir öneme sahiptir. Gözetimle ilgili teorik yaklaşımların açığa kavuşturduğu mahremiyetle ilgili sorunlu boyutlara geçmeden önce gözetimin ne olduğuna dair kısa bir açıklama dahi önemli ipuçları sunmaktadır. Lyon (2013, s.31) gözetimi; “etkileme, yönetme, koruma, yönlendirme gibi amaçlarla kişisel enformasyona dönük odaklı, sistemli ve düzenli ilgi” olarak ifade eder. Tek başına bu tanım bile moderniteye içkin olan gözetim kurgusunun bir yönüyle kişisel bilgilerin çeşitli tekniklerle manipülasyonu üzerinden işlerlik kazandığını ortaya koymaktadır.

Modern toplumlarda gözetim olgusunu ele alan çalışmaların vazgeçilmez isimlerinden biri Michael Foucault’dur. Foucault, Jeremy Bentham tarafından üretilen “panoptikon” isimli hapishane tasarımını modern toplumlarda görme, bilme ve iktidar arasındaki ilişkileri ve modern gözetim mantığını ortaya koyan bir model olarak ele alır. Söz konusu tasarım Foucault’ya önemli eseri Hapishanenin Doğuşu (1992) için de ilham kaynağı olmuştur (Eken, 2019, s. 21). Panoptikon kelimesi pan ve opticon sözcüklerinden türetilmiştir. Pan bütün anlamına gelirken, opticon ise gözlemlemek anlamına gelmektedir. Bu nedenle ilgili tasarım, yerine getireceği göreve uygun olarak bütünü gözetlemek anlamına gelen panoptikon adıyla anılmıştır (Özdel, 2012, s. 23). Panontikon, dairesel bir binadır ve tutuklular binanın çeperinde konumlanan hücrelerde tutulur. Merkezde ise bir gözetleyici odası yer alır ve merkezle çeper arasında dairesel bir boşluk vardır. Binanın dış çeperinde hücreyi aydınlatan pencereler; iç çeperinde ise her hücreyi kapatan demir parmaklıklar vardır. Bunun amacı ise hücrenin her bir yanının gözetleyenin görebileceği şekilde aydınlatılmasıdır (Pease-Watkin, 2008, s. 14). Panoptikon’un büyük etkisi işte tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Tutukluda, iktidarın otomatik olarak işleyişini sağlayan bilinçli ve sürekli bir görülebilirlik hali yani sürekli izlendiği bilinci, yaratılması beklenen amacın gerçekleşmesine olanak tanır (Foucault, 1992, s. 252).

Foucault panoptikonu modern iktidarın disipline etme tekniklerinin bir modeli olarak ifade eder. İlerleyen süreçlerde iktidar yapılanmasının gözetim yönelimli karakteri üzerine yapılan bu güçlü vurgu, mahremiyet sorununu kitle iletişimine yönelik önemli tartışmaların odak noktası haline getirir. Nitekim teknoloji ve özelde kitle iletişim araçlarının dönüşümü üzerinden artan gözetim imkânları ve bunun çeşitli toplumsal süreçlerdeki rolüne yönelik sorgulamalar yeni gözetim modellerinin geliştirilmesiyle sonuçlanır. Mark Poster, The mode of information: Poststructuralism and social context (1990) isimli çalışmasında iletişim teknolojileri üzerinden dönüşüme uğrayan gözetim mantalitesine vurgu yapar. Ona göre;

Günümüzün iletişim devreleri ve ürettikleri veri tabanları; duvarları, pencereleri, kuleleri veya korumaları olmayan bir gözetim sistemi olan “süper-panoptikonu” oluşturmaktadır. Gözetleme teknolojilerindeki nicel ilerlemeler, iktidarın mikro-fiziğinde niteliksel bir değişikliğe yol açar. Bununla birlikte teknolojik değişim, sürecin sadece bir parçasıdır. Nüfus, gözetime ve sürece katılmaya yönelik disipline edilmiştir. Sosyal güvenlik kartları, ehliyet, kredi kartları, kütüphane kartları ve benzerleri - bireyin onlar için başvurması, her zaman hazır bulundurması, sürekli kullanması gerekir. Her işlem kaydedilir, kodlanır ve veri tabanlarına eklenir (Poster, 2007, s. 93).

Poster’ın süper-panoptikon ifadesiyle gözetim süreçlerinin teknik olanaklar sayesinde tüm toplumsal katmanlarda önemli ölçüde yaygınlaşmasına yönelik vurgusu, mahremiyete yönelik de önemli bir değişime işaret etmektedir. Zira Zygmunt Bauman’ın ifadesiyle “süper-panoptikonun panoptikondan önemli farkı, veri sağlayan gözetim altındakilerin, gözetimin birincil ve gönüllü unsurları olmalarıdır” (Bauman, 2010, s. 60). Bu durum siber mekâna taşıdığımız herhangi bir eylemin gönüllü bir karşılığı olarak verdiğimiz kişisel bilgilerin aynı zamanda veri tabanlarında kaydedilerek mahremiyetimize yönelik bir tehdit halini almasını ifade etmesi bakımından önemlidir. Günümüz mahremiyet problemleri temelde bu sorun etrafında düğümlenmektedir. Sosyal mecraların çalışma mantığı, probleme dair ilginç örnekler meydana getirmiştir. Bilindiği üzere sosyal mecralar, diğer niteliklerinin yanında hem üye olma süreçlerinde verilen kişisel bilgileri hem de herkese açık paylaşım ve aktivitelerin oluşturduğu dijital ayak izlerini depolayan araçlar konumundadır.

Facebook ile Cambridge Analytica isimli şirket arasında yaşanan veri krizi sosyal mecraların söz konusu niteliğinin sebep olabileceği mahremiyet sorunlarını açıkça gözler önüne sermektedir: 2013 yılında bir araştırmacı, Facebook üzerinden bir kişilik testi hazırlamıştır. Teste katılmayı kabul eden 300 bin kişi ise kişisel bilgilerine erişim izni vererek ilgili uygulama üzerinden teste katılmıştır. Ancak bu kişilerin ağındaki yaklaşık 87 milyon kişinin cinsiyetleri, konumları, siyasi görüşleri, dini inanışları, özel yazışmaları, beğendikleri web siteleri ve profillerinde yer alan kamuya açık veriler izinsiz olarak elde edilmiştir. Bu veriler ise büyük veri ve davranışsal psikolojiye yönelik analizleriyle kullanıcı tercihlerini etkileme çalışmaları yapan ve aynı zamanda 2016 ABD seçimlerinde Donald J. Trump’ın seçim kampanyasına milyarlarca dolar katkı sağlayan Robert Mercer’a ait Cambridge Analytica şirketine satılmıştır. Şirket, verilerle kişilik kategorilerine uygun siyasi reklamlar hazırlayarak seçime etki edecek önemli bir siyasi kampanya yürütmüştür (Ünsal, 2018).

Gözetimin teknik iletişim araçları çerçevesinde ele alındığı bir diğer model ise Thomas Mathiesen’in “sinoptikon” olarak ifade ettiği kurguda somutlaşır. Buna göre çoğunluğun azınlığı izlemesine vurgu yapan panoptik model günümüz kitle iletişiminde açığa çıkan gözetim pratiklerini kapsamak bakımından yetersizdir. Nitekim özellikle televizyon, azınlığın çoğunluğu izlemesinden ziyade çoğunluğun azınlık bir grubu sürekli takip ettiği bir araçtır (Mathiesen, 1997). Televizyon örneğinden hareketle çoğunluk olarak ifade edebileceğimiz geniş halk kesimlerinin izlediği azınlık grubun, genel hatlarıyla farklı niteliklere sahip şöhretler olduğu söylenebilir. Bu ise mahremiyet sorunlarına ilişkin önemli bir ipucu vermektedir. Çalışmanın şöhretle ilgili kısmında ele alındığı üzere günümüz şöhretlerinin özellikle mahremiyete dair hususlarda popüler medya kültürün kurallarına tabi olduğu ifade edilebilir. Bu çerçevede şöhretlerin bir kısmının sahip oldukları ayrıcalığı elde etmek ve sürdürmek amacıyla gerçekleştirdiği birtakım faaliyetler önemli mahremiyet sorunları oluşturabilmektedir. Kitle iletişim araçları yoluyla sunulan şöhretlerin yaşamına dair içeriklerin, çoğunluğun yaşam pratiklerinde karşılık bulma potansiyeli ise üzerinde dikkatle durulması gereken bir sorunu işaretlemektedir: toplumsal mahremiyet algısının dönüşümünü.

Gözetimin hemen her toplumsal alana sızan bir olgu olarak değerlendirilmesi pek çok geliştirici açıklama girişimini de beraberinde getirmiştir. Lyon (1997) erken dönem çalışmalarında, günümüz gözetim sistemlerinin temelinde yatan elektronikliğe atıfla “elektronik gözetim” olgusuna vurgu yaparken, bazı yazarlar ise (Rosen, 2004; Pimenta, 2010) özellikle sosyal mecraların etkisiyle hemen herkesin gözetleyen-gözetlenen pozisyonunda olduğu bir evrene gönderme yaparak “omniopticon” kavramını öne sürmüştür. Burada dikkat çekilen husus birey-iktidar ilişkisiyle somutlaşan dikey bir süreçle ilgili olmakla birlikte birey-birey veya birey-grup ilişkilerine de sirayet eden bir dönüşümdür. Kişisel bilgi ve gizlilik gibi mahremiyetle ilgili temel hususların rızaya dayalı bir biçimde şeffaflaşmasını salık veren iletişim mecraları aynı zamanda insanların bir diğerinin mahremiyet alanını gözetlemesini de doğallaştırmaktadır (Eken, 2019, s. 70).

Tüm bu yorumlardan hareketle gözetim olgusunun, özellikle yeni medyayla birlikte küresel boyutta aldığı akışkan form üzerinden değerlendirilmesi gerekliliği ifade edilmelidir. Sosyal mecraların kullanıcı etkinliğiyle somutlaşan temel karakteri, dünya üzerinde internete bağlı insanları küresel çapta ağın bir parçası haline getirmiş ve geleneksel iletişim mecralarının aksine bireylere etkin bir özne olma hissiyatı sağlamıştır. Bu durum dünya çapında söz konusu araçları kullanan bireylerin büyük bir kısmının tüm yaşamlarını gönüllü bir biçimde online ortamlara aktarmalarına sebebiyet vermiştir. Ancak modern kültürel süreçlerin ve teknik medyanın kendi kültürel çerçevesini dayatan karakteri; etkin, özgür ve bağımsız kullanıcı algısının aksine ağın tüm sakinlerini belli bir kültürel çerçeveye sıkıştırmıştır. Nitekim artan görünürlük, artan kontrol ve denetim imkânlarını da beraberinde getirmekle birlikte nesneleştirmenin imkânlarını da arttırmıştır. Mahremiyet algısının dönüşümüne de zemin hazırlayan bu süreç aynı zamanda tüketim ideolojisinin günümüz şartlarında yeniden şekillenmesine sebebiyet vermiştir (Eken, 2019, s. 155).

Gözetime ilişkin açılama girişimlerine yenilerini eklemek mümkündür; ancak buraya kadar ele alınan yaklaşımlar, gözetim olgusunun tüm formlarıyla beden, davranış, iletişim ve kişisel bilgiler üzerinden mahremiyet açısından bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekmektedir. Gözetim yoluyla mahremiyetin söz konusu temel boyutlarının manipülasyonu ise pek çok problemi beraberinde getirmektedir. Bu çerçevede mahremiyetin temel boyutları üzerinden mahremiyet sorunlarına değinmek yerinde olacaktır.

Kaynakça

 Anık, M. (2019). Sosyal medyada mahremiyetin ifşası. N. Şişman içinde, Mahremiyet: Hayatın Sırları ve Sınırları (s. 127). İstanbul: İnsan Yayınları.

Bauman, Z. (2010). Küreselleşme. (A. Yılmaz, Çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Büyüktuncay, M. (2009). Demokratik idealden gösteri toplumuna: Don Delillo’nun Mao Lı adlı eserinde birey, yazar ve terörist ilişkisi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(1), 33-67.

Clarke, R. (1988). Information technology and dataveillance. Communications of the ACM, 31, 498-512.

Clarke, R. (1997, Ağustos). Introduction to dataveillance and information privacy, and definitions of terms. http://www.rogerclarke.com: http://www.rogerclarke.com/DV/Intro.html Erişim Tarihi: 11.11.2019.

Çimen, A. (2019). Şöhret ve mahremiyetin sınırlarına yönelik bir soykütük analizi: Pazar dergisi. Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Debord, G. (1996). Gösteri toplumu ve yorumlar. (O. Taşkent, A. Ekmekçi, Çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Dereli, M. D. (2015). Gözetim toplumunda sosyal medya ve mahremiyetin dönüşümü. Din, Gelenek ve Ahlak Bağlamında Mahremiyet Algıları Sempozyumu, Ordu, cilt 1, 529-544.

Eken, M. (2019). Modern görsel kültürde online din: M Nesli’nin online inanç pratikleri üzerine bir inceleme. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Foucault, M. (1992). Hapishanenin doğuşu. (M. Ali Kılıçbay, Çev.) İstanbul: İmge Kitabevi.

Lyon, D. (1997). Elektronik göz. (D. Hattatoğlu, Çev.) İstanbul: Sarmal Yayınevi.

Lyon, D. (2013). Gözetim Çalışmaları. (A. Toprak, Çev.) İstanbul: Kalkedon Yayınları.

Mathiesen, T. (1997). The viewer society: Michel Foucault’s `panopticon’ revisited. Theoretical Criminology, 1(2), 215-234. doi:https://doi.org/10.1177/1362480697001002003.

Özdel, G. (2012). Foucault bağlamında iktidarın görünmezliği ve “panoptikon” ile “iktidarın” gözü göstergeleri. The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication – TOJDAC, 2(1), 22-29.

Pease-Watkin, C. (2008). Bentham’ın Panoptikon’u ve Dumont’un Panoptique’i. İçinde Panoptikon: Gözün iktidarı (Z. Özarslan, B. Çoban, Çev.). İstanbul: Su Yayınevi.

Pimenta, E. D. (2010). Low power society- continuous hyperconsumption and the end of the medium class in a hyperurban planet. Londra: ASA Art and Technology UK Limited.

Poster, M. (2007). The mode of information: Poststructuralism and social context. Cambridge: Polity Press.

Rojeck, C. (2003). Şöhret. (K. Kızıltuğ, S. Kunt Akbaş, Çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Rosen, J. (2004). The Naked Crowd -Reclaiming Security and Freedom in an Anxious Age-. Random House Trade Paperbacks.

Saatcıoğlu, E. ve Sabuncuoğlu, A. (2016). İdealize edilmiş erkek bedeninin bir reklam çekiciliği olarak kullanımına yönelik bir araştırma. Global Media Journal TR Edition, 6(12), 434-456. https://globalmediajournaltr.yeditepe.edu.tr/sites/default/files/Ezgi%20SAATCIO%C4%9ELU%20%26%20Ayda%20SABUNCUO%C4%9ELU.pdf Erişim tarihi: 01.01.2020.

Şener, N. K. (2016). Eğlencenin gözetleme hâli ya da eğlence endüstrisinde “görünen” ve “gören” olmak. TRT Akademi, 1(1), 50-70. https://www.trtakademi.net/wp-content/uploads/2015/12/nihal-kocabay-sener-eglencenin-gozetleme-hali-ya-da-eglence-endustrisinde-gorunen-ya-da-goren-olmak-2.pdf Erişim tarihi: 12.01.2020.

Ünsal, B. (2018). Facebook kişisel veri skandalı hakkında bilmeniz gereken her şey. 10 20, 2019 tarihinde https://digitalage.com.tr/facebook-kisisel-veri-skandali-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey/ Erişim tarihi: 01.01.2020.


[1] Bu meseleyi açıklamak için Çimen’in (2019, 148) verdiği şu örneğe bakılabilir: “Pop şarkıcısı Aynur Aydın’la ilgili bir olay bu duruma bir örnek olarak sunulabilir. Olaya göre, Instagram hesabının ele geçirilmesi nedeniyle şarkıcının mahrem pozları ortaya dökülmüş ve bir diğer pop şarkıcısı Edis ile yazışmaları ayyuka çıkmıştır. Ne var ki bir süre sonra bu olayın kurgu olduğu, şarkıcının yeni çıkacak albümü için PR çalışması yaptığı anlaşılmıştır. Bu olay farklı yolla da olsa, görünür olmak adına mahremiyetin bertaraf edilmesine hatta bilakis bilinçli olarak sınırlarının geri çekilmesi ilkesini içeren günümüze ait özgün bir örneklerden biridir.”

[2] “Bu görüşe göre reklamlar, gerçek olmayan bir dünyayı betimlemekte, tüketicilere betimledikleri bu dünyayı vadetmektedir. Bu bağlamda, reklamların insan bedenini kendi amaçlarına uygun bir biçimde betimleyerek onu tüketicilerin isteyecekleri bir ideale dönüştürdükleri söylenebilmektedir. Tüketiciler, reklamların idealize ettiği bu bedenlere sahip olma ihtiyacıyla reklamı yapılan markaya yönelebilmektedir (Saatcıoğlu ve Sabuncuoğlu 2016).”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

https://169cuanbro.glitch.me

https://eejournal.fei.tuke.sk/public/blog/

169CUAN

Slot Pulsa

MAHJONG WAYS

MAHJONG WAYS

MAHJONG WAYS

MAHJONG WAYS

169CUAN

Slot Zeus

Slot Gacor

SLOT ONLINE

169CUAN

OLX

169CUAN

Candy Crush Jadi Saksi Kota Banyuwangi

Cerita inspiratif dari penduduk desa petanang ilir lubuklinggau meraup 1 miliar

Cerita Pemuda Magelang Optimis Raih Ratusan Juta Dari Mahjong

Dukung Masyarakat Bali Hadapi Tantangan Teknologi Lewat Mahjong

Fakta Menarik Tentang Black Scatter di Solo Ini Rinciannya

Game PGSOFT Ini Katanya Paling Maknyos 2025 Ini Bukti RTP nya

Gates of Olympus Jadi Perbincangan Hangat di Dunia Game Online

Ikuti Aspirasi Member Luncurkan Fitur Terbaru di Banjarmasin

Kampung Scatter di Cirebon Jadi Pusat Edukasi Strategi Game Online

Kuliner Scatter Naga Hitam Mahjong Wajib Dicoba Warga Tanggerang

Mahjong Permainan Tradisional Tiongkok Dengan Scatter Hitam Yang Meledak Beruntun

Mas Bagus Dapat Transferan Rp28000000 Juta Dari Lucky Neko

Masyarakat Banda Aceh Takjub Dengan Scatter Beruntun Ternyata Tiap Hari Dapat Uang Tambahan Di 169CUAN

Masyarakat Jakarta Temukan Harapan Dari Sweet Bonanza

Melatih Emosi dan Fokus Lewat Permainan Mahjong Ways Di Cirebon

Metode Rumus Pecahkan Pola Scatter Gates of Olympus 1000

Modal Handphone OPPO Find N5 Sudah Bisa Menang Besar Game Online Candy Crush

Pak Aldo Guru Honorer Asal Sukabumi Bikin Geger Warganet Setelah Menang Rp678000000 Juta Dari Mahjong Ways 2

Pemain Asal Semarang Tak Sabar Tunggu Bonus Berikutnya Dari Game Online

Pemain Balikpapan Sambut Era Mahjong Wins 3 Bersama Para Warga

Pemain Bandung Raup Bonus Besar Ternyata Berhasil Kalahkan Scatter Hitam

Pemeerintahan Manis Sweet Bonanza Bantu Lampung Hadapi Dampak Iklim

Terbongkar Ini Dia Game PGSOFT Baru Yang Lagi Viral Mahjong Ways 2

Tukang Ukir Kayu Bernama Maskur Ikut teman Coba Aztec Warrior

Viral Seorang Pemuda Ungkap Potensi Scatter Mahjong Ways Terbaik Di Surakarta

Warga Depok Nikmati Sistem Scatter Sweet Bonanza 1000 Mudah Menang Dalam 5x Spin

Warga Purwakarta Wajib Tahu Cara Kurangi Risiko Rugi Saat Scatter Sweet Bonanza Tidak Muncul

Seorang Pemuda Majalengka Viral Setelah Meraup Rp63000000 Juta Dari Mahjong Ways 2

Youtuber Live Main Mahjong Ways 2 Tembus Rp194000000 Juta 98 Persen Viewer Catat Pola Autospin Tiktok

Dapat Rezeki Nomplok Dari Scatter Hitam Mahjong Ways

Terungkap Kisah Mengejutkan Mas Hardi Pegawai Pemerintahan Di Jakarta Utara Yang Mendadak Kaya Dari Mahjong Ways 2

Suasana Malam Yang Jadi Indah ketika Maxwin 2x Dari Sweet Bonanza Cuma Modal Rp50 Ribu

Tugu Olympus Semoga Bisa Menjadi Icon Baru Dan Daya Tarik Wisata Di Sindangsari

Trending Di Google Rekomendasi Game Mahjong Ways 2 RTP Tertinggi 2025

Sensasi Baru Menyapa Medan Tukang Es Keliling Raih Cuan Dari Sweet Bonanza

Viral Pemuda Pengangguran Lampung Menang Rp15000000 Juta Dari Mahjong Ways

Guru SDN Negeri Pinggiran Menang Rp78000000 Juta Di Sugar Rush 98 Persen Muridnya Ikut Pola Dan Raih Bonus Besar

Guru SDN Negeri Pinggiran Menang Rp78000000 Juta Di Sugar Rush 98 Persen Muridnya Ikut Pola Dan Raih Bonus Besar